Sinir Sistemi

Kadınlar için VÜCUDUMUZ bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Sinir Sistemi hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz VÜCUDUMUZ kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Sinir Sistemi

Beyin, omurilik ve tüm vücuttaki sinirler, sinir sistemini oluşturur. Sinir sistemi vücudun kumanda merkezidir. Bilgilerin algılanması, değerlendirilmesi, saklanması ve gerekli yerlere gönderilmesi görevlerini yerine getirir. Sinir sistemi, hormon sistemi ile birlikte bütün organ sistemlerinin çalışmasını düzenler ve organizmanın dış dünyanın sürekli değişen koşullarına uyum göstermesini sağlar. Sinir sistemi özelleşmiş alıcıları (reseptörler) yardımıyla organizmanın çevresindeki değişimleri algılar ve bunları getirici sinir lifleri ile üst merkezlere (beyine) iletir. Bilgiler burada işlenir ve götürücü sinir lifleriyle gerekli organlara iletilerek uygun reaksiyonlar verilir. Anatomik olarak sinir sistemi merkez ve periferek sinir sistemi olmak üzere iki bölümde incelenir. Merkez Sinir Sistemi (MSS) beyin ve omurilikten oluşur. Bu iki merkez dışında kalan sinirler ise perifeik sinir sistemini oluşturur. Perferik sinirler dış ortam ile merkez sinir sistemi arasında bağlantı sağlar. Merkez sinir sistemi ise gelen bilgileri toplayan, yorumlayan, saklayan ve gerekli reaksiyonu oluşturan bölümdür. Beyin Beynin fonksiyonları hem gizemli hem de olağanüstüdür. Tüm düşünceler, inanışlar, hatıralar, tavırlar ve ruh halleri beyinden gelir. Beyin, düşünme yeri ve vücudun geri kalanı için kontrol merkezidir. Beyin, hareket etme, dokunma, koklama, duyma ve görme yeteneklerini koordine eder. Insanların kelime oluşturabilmelerini, rakamları anlayıp kullanabilmelerini, müzik besteleyip zevk alabilmelerini, geometrik şekilleri görüp anlayabilmelerini ve başkalarıyla iletişim kurabilmelerini mümkün kılar. Beynin, ileriyi planlama ve hayal etme yetenekleri dahi vardır. Beyin, iç organlardan, vücut yüzeyinden ya da gözlerden, kulaklardan ya da burundan gelen tüm uyarıların muhakemesini yapar. Daha sonra, vücudun konumunu, dudakların hareketini ve iç organların işleyiş hızını düzelterek bu uyarılara karşılık verir. Beyin, ayrıca, uyanıklılık ve ruh halini de ayarlayabilir. Beynin sürekli besine ihtiyacı vardır: beyin, son derece yüksek ve sürekli kan akımı ve oksijene ihtiyaç duyar, öyle ki kalpten gelen kanın yaklaşık yüzde 20’si beyne gider. On saniyeden uzun süre kan akışının olmayışı, bilinç kaybına yol açabilir. Oksijen eksikliği, anormal derecede düşük kan şekeri seviyesi ya da toksik maddeler, beynin saniyeler içinde yanlış işlemesine neden olabilir, ancak beyin, çoğunlukla bu sorunları önleyebilecek mekanizmalarla savunulmaktadır. Beynin üç ana anatomik parçası vardır: beyin, beyin kökü ve beyincik. Beyin, korpus kollasum (beyin büyük birleşeği) adı verilen sinir lifleri tarafından ortada birbirine bağlanan sol ve sağ yarıkürelere bölünmüş dolambaçlı bir doku kütlesidir. Beyin ayrıca, ön, çeper, oksipital (arka) ve şakak loblarına bölünmüştür.  Ön loblar, konuşma, ruh hali, düşünme ve gelecek için plan yapma gibi motor davranışları kontrol eder. Çoğu kimsede, dilin kontrolü, esas olarak sol ön lobda yer alır.  Çeper lobları, vücudun geri kalanından gelen verileri yorumlar ve vücut hareketlerini kontrol eder.  Oksipital (arka) loblar, görmeyi yorumlar.  Şakak lobları, hatıra ve hisleri oluşturur. Diğer kimse ve nesnelerin tanınmasını, uzun vadeli hafızanın işlenmesi ve geri çağırılmasını ve iletişim ya da hareketin başlatılmasını mümkün kılar. Sinir hücreleri, basal ganglia (beyin kaidesinde bulunan gri hücreler), talamus, hipotalamus adı verilen yapılar halinde beynin alt tabanında yer alır. Basal ganglia, hareketlerin düzgünleştirilmesine yardımcı olur; talamus, genel olarak beynin en üst seviyelerinden (beyin korteksi) gelen ve giden duyu mesajlarını organize eder; hipotalamus da uyku ve uyanıklığın kontrolü, vücut ısısının korunması ve vücut içerisindeki su dengesinin düzenlenmesi gibi vücudun daha otomatik olan kimi fonksiyonlarını koordine eder. Omurganın Organizasyonu Omur adı verilen bir dizi kemik, omurgayı oluşturur. Omurlar, belkemiğinin ortasından geçen uzun ve narin bir yapı olan omuriliği korurlar. Omurlar arasında, belkemiğinin rahat hareket etmesine yardımcı olan kıkırdak diskler yer alır. Omurlar arasındaki omurilikten, belkemiği sinirleri denen iki sinir demeti çıkar. Bu demetler, omurilik ve beynin, vücudun geri kalanı ile iletişim kurabilmesini mümkün kılan hem motor hem duyu sinirleri liflerini içerir. Omurilik, belkemiğinin dörtte üçünde bitmesine rağmen, bazı sinirler, omuriliğin ilerisine kadar uzar. Bu sinir demetlerine cauda equina (at kuyruğu) adı verilir, çünkü at kuyruğunu andırır. Beyin kökü Omurilik Omur At kuyruğu Spinal zarlar Omurilik Pia mater Araknid mater Dura mater Spinal sinirler Omurilik Disk Omur Omuriliğin Yapısı Duyu siniri yolu Duyu kökü Spinal sinir Motor sinir yolu Motor kökü Diğer kritik vücut fonksiyonları, beyin kökü tarafından otomatik olarak düzenlenir. Beyin kökü, duruşun ayarlanmasına yardımcı olur; soluma, yutkunma ve kalp atışını düzenler; vücudun yiyecekleri yakış hızını kontrol eder ve gerektiğinde uyanıklılığı arttırır. Eğer beyin kökü ciddi derecede hasar görmüşse, söz konusu otomatik fonksiyonlar durur ve kısa süre sonra ölüm gelir. Beyin kökünün hemen üzerinde, beyinin arkasında yer alan beyincik, vücut hareketlerini koordine eder. Beyinden aldığı bilgiler ve kol ve bacakların konumu ve kas tonu dereceleri hakkındaki bilgiler ile, vücudun düzgün, keskin hareketler yapmasına yardımcı olur. Hem beyin hem omurilik, üç doku tabakasıyla (zarla) sarılıdır. Bu zarlar şöyledir:  Pia mater, beyin ve omuriliğe bitişik olan en içteki tabakadır.  Narin, örümcek ağına benzer araknid zarı, beyin ve omurilik sıvısı için bir kanal görevi gören orta tabakadır.  Derimsi dura mater, en dışta yer alan ve en sert olan tabakadır. Beyin ve beyni saran zarlar, sert, kemiksi bir koruyucu yapı, yani kafatası içerisinde bulunur. Beynin yüzeyi üzerinde, zarlar arasında akan, beynin içindeki boşluklara (ventrikül) dolan ve beyni, ani sarsıntı ve küçük yaralanmalara karşı tampon görevi görerek koruyan beyin ve omurilik sıvısı ile, ilave koruma sağlanmış olur. Omurilik Beyin kökünün sonunda başlayıp belkemiğinin neredeyse sonuna kadar devam eden uzun ve narin bir yapı olan omurilik, beyin ile vücudun geri kalanı arasında hem gelen hem giden mesajları taşır. Beynin kafatası kemikleri ile korunması gibi, omurilik de, belkemiğini oluşturan omurlarca korunur. Beyin, omurilikten aşağı ve yukarı gelip giden sinirler kanalıyla vücudun çoğu kısmı ile iletişim halindedir. Her bir omur, kendisi ile altındaki ve üstündeki omur arasında bir açıklık oluşturur. Bu açıklıktan, bir çift belkemiği siniri dallanır ve omurilikten, vücudun daha uzak bölgelerine mesaj taşır. Motor sinirler adı verilen ve omuriliğin önünde yer alan sinirler, beyinden kaslara bilgi taşır; omuriliğin arkasında yer alan duyu sinirleri ise, vücudun uzak kısımlarından beyne duyusal bilgi taşır. Bu sinir ağı, periferik sinir sistemini oluşturur. Periferik sinirler, aslında, birer tek sinir lifleri demetidir. Bazıları çok küçüktür (çapı 1/64 inç’ten daha küçük), bazıları da oldukça büyüktür (çapı ¼ inç’ten fazla). Periferik sinir sistemi, ayrıca, beyin kökü ile vücudun iç organları arasında iletişimi kuran sinirleri de içerir. Otonom sinir sistemi adı verilen bu sinirler, kalbin kasılma hızı, soluma hızı, salgılanan mide asidi miktarı ve yiyeceğin, sindirim sisteminden geçiş hızı gibi bilinç uyanıklığını gerektirmeyen iç vücut işlemlerini düzenler. Sinirler Sinir sistemi, beyin, vücut ve çoğunlukla da birbirleri arasında bağlantılar kurarak tüm vücutta gezen 100 milyar ya da daha fazla sayıda sinir hücresinden oluşur. Nöron adı verilen bir sinir hücresi, büyük bir hücre gövdesi ve mesajları göndermek için tek bir uzantıdan (akson) oluşur. Nöronlar, çoğunlukla, mesajları almak için birçok dala (dendrit) sahiptir. Normal olarak, sinirler, mesajlarını elektriksel olarak tek bir yönde iletirler; bu yön, bir nöronun aksonundan bir sonraki nöronun dendritine doğrudur. Nöronlar arasındaki temas noktalarında (snaps), mesaj taşıyan akson, nöro-iletken adı verilen kimyasal maddeden küçük miktarlarda salgılar. Bu kimyasallar, bir sonraki nöronun dendriti üzerindeki alıcıları, yeni bir elektriksel akım başlatmak üzere harekete geçirir. Farklı sinir türleri, snapslarda mesajlarını iletmek için farklı nöro-iletkenler kullanır. Her bir büyük aksonun etrafında, bir elektrik teli çevresindeki yalıtıma benzer şekilde işleyen miyelin kılıfı yer alır. Bu yalıtım kesildiğinde ya da kusurlu hale geldiğinde, sinir iletimi yavaşlar ya da durur ve sonuçta beyin ve omurilik dokularının sertleşmesi ve Guillain-Barré sendromu gibi hastalıklar doğar. Beyin ve sinirler, normal olarak, eş zamanlı bir şekilde çok büyük miktarlarda bilgi gönderip alabilecek olağanüstü derecede kompleks bir iletişim sistemi oluşturmuşlardır. Ancak, sistem, hastalıklara ve yaralanmalara karşı hassastır. Örneğin, sinirler dejenere olarak Alzheimer ya da Parkinson hastalıklarına yol açabilir. Beyin ya da omuriliğin bakteriyel ya da virüs sebepli enfeksiyonları, menenjit ya da beyin iltihabına yol açabilir. Beyne giden kan kaynağındaki bir engel, felce neden olabilir. Yaralanmalar ya da tümörler, beyin ya da omurilikte yapısal hasarlara sebep olabilir. İstemli ve İstemsiz Sinir Sistemi Fonksiyon ve denetime göre sinir sistemi istemli (somatik) ve istemsiz (otonom) sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. İstemli sinir sistemi, bilinçli ve istemli hareketleri (örn. Çizgili kas hareketleri) denetleyen bölümdür. Otonom sinir siteminin görevi ise yaşamsal önemi olan organ fonksiyonlarının “otomatik” olarak denetlenmesidir. Yapısal olarak istemli ve istemsiz sinir sistemi birbirinden ayrılamaz. Periferik sinir sistemi içinde bu ikisi ayrı yollar izler ama merkez sinir sistemi içinde iki bölüm iç içe geçmiş durumdadır. Otonom Sinir Sistemi Otonom sinir sisteminin yönettiği fonsiyonlar arasında dolaşım, solunum, metabolizma, sindirim, su ve elektrolit dengesi ve bazı cinsel işlevler vardır. Otonom sinir sisteminin hedef noktaları düz kaslar, kalp kası ve salgı bezleridir. Otonom sinir sistemi iki bölümden oluşur: Sempatik ve parasempatik sistem. Bu ikisi genellikle karşıt etki gösterir. Sempatik sistem genel olarak reaksiyon ve stres davranışları gibi vücudun dışa yönelik akitvitelerini uyarır. Parasempatik sistem ise daha ziyade sindirim ve boşaltım gibi vücut içindeki olaylar ile ilgilenir. Organların fonksiyonlarını en iyi şekilde yerine getirmeleri için sempatik ve parasempatik sistem arasında bir denge bulunmalıdır. Organ Sempatik Sistem Parasempatik Sistem Gözyaşı bezi Etkisi yok Salgıyı artırır Pupilla Genişleme Daralma Kalp kası Atım sayısı ve kasılma gücü artar Atım sayısı ve kasılma gücü azalır Beyin damarları Hafif daralma Etkisi yok Kas damarları Genişleme Etkisi yok Deri, mukoza ve sindirim sistemi damarları Daralma Etkisi yok Bronşlar Daralma Genişleme Tükürük bezleri Salgıda azalma Salgıda artış Sindirim sistemi Hareketlerde azalma, sfinterlerde büzülme Hareketlerde artış, sfinkterlede gevşeme Sindirim salgıları Salgıda azalma Salgıda artış Erkekte cinsel organlar Ejakülasyon Ereksiyon 

SİNİR SİSTEMİNİN HÜCRELERİ

  Sinir sisteminde iki tip hücre bulunur: Esas sinir hücreleri olan nöronlar ve bunları destekleyen glia hücreleri. Nöronlar elektriksel uyarı oluşturma ve bunları iletme yeteneği olan hücrelerdir. İleri derecede özelleşmiş hücreler olduklarından daha ilkel özellliklerini yitirmişlerdir. Sözgelimi kendilerini koruyamazlar veya yeterince beslenemezler. Bu fonksiyonları onlara destek veren glia hücreleri üstlenmiştir. Glia hücreleri ayrıca bir elektrik kablosunun yalıtılması gibi nöronları birbirinden ayırır. Glia hücreleri kan damarları ile birlikte beyin ve kan arasında kan beyin bariyeri adı verilen ve belirli maddelerin merkez sinir sistemine girişini engelleyen bir bariyer oluştururlar. Sinir sisteminin temel birimi nöron’dur (sinir hücresi). Sinir sonlarında sinapslar vardır. Burada nörotransmitter denilen asetilkolin ve norepinefrin gibi kimyasal maddeler, uyarının bir diğer sinire veya hedef organa iletimini sağlar. Beynin çeşitli organlarla bağlantısı kafa çiftleri denilen beyinden çıkan 12 adet sinir ile sağlanır. Bunlardan bir tanesi vagus siniri’dir (10''uncu kafa çifti). Hipotalamus beyinde küçük bir bölge olmasına karşın çok sayıda vücut işlevini denetlediğinden yaşamsal öneme sahiptir. Hipotalamus vücut sıcaklığını ölçen termoreseptörler, su dengesini kontrol eden osmoreseptörler gibi özel reseptörler ve hormonlar aracılığıyla birçok işlevi denetler. Susama, açlık ve tokluk merkezleri, besin ve sıvı alımı da hipotalamustan yönetilir. Hiddet ve öfke gibi duyguların ortaya çıkışı da hipotalamus ile bağlantılıdır

Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
2.05.2014 20:31:17
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Genetik
Genetik
Genetik nedir? Vücudun genetik maddesi hücrelerin içindeki çekirdekte bulunur. Genetik madde, kromozomları oluşturmak üzere karmaşık biçimde düzenlenmiş DNA (deoksiribonükleik asid) sarmallarındadır. İnsan hücrelerinde bir çifti cinsiyet kromozomları olmak üzere 46 kromozom çifti bulunur.  Her DNA molekülü sarmal merdivene benzeyen uzun birer çifte sarmaldır. Bir insanın...
»» devamını oku »»
Sinir Sistemi
Sinir Sistemi
Sinir Sistemi Beyin, omurilik ve tüm vücuttaki sinirler, sinir sistemini oluşturur. Sinir sistemi vücudun kumanda merkezidir. Bilgilerin algılanması, değerlendirilmesi, saklanması ve gerekli yerlere gönderilmesi görevlerini yerine getirir. Sinir sistemi, hormon sistemi ile birlikte bütün organ sistemlerinin çalışmasını düzenler ve organizmanın dış dünyanın sürekli değişen...
»» devamını oku »»
Hareket Sistemi
Hareket Sistemi
Hareket sistemi nedir? İskelet sistemi vücudu destekleyen, dış uyaranlara karşı direncini sağlayan dokular bütünüdür. Yerçekimine karşı gelerek kasların da yardımı ile vücudun hareketini sağlar, organları korur. İnsanlarda iskelet 206 kemikten oluşur. Kafatası ve omurlardan oluşan iskelet vücudu dik tutan yapıdır ve hareketliliği sağlayan iskelet bölümü bu yapıya bağlıdır....
»» devamını oku »»
Zayıflatan Bitkisel Çay Tarifi
Zayıflatan Bitkisel Çay Tarifi
Zayıflama Çayı 5 adet gül hatmi, Afrika Çiçeği olarak da tanınır. 1 kahve kaşığı mate yaprağı, 3-4 adet 3 adet ardıç tohumu 2 yemek kaşığı kuşburnu 3 yemek kaşığı ebegümeci 1 adet zencefil 1 adet tarçın 1 yemek kaşığı melisa 2 yemek kaşığı sinameki 2 yemek kaşığı civan perçemi 3 yemek kaşığı ıhlamur 2 çay kaşığı tere tohumu 3 yemek kaşığı elma kurusu 2 bardak kaynar su Evde...
»» devamını oku »»
Yenidoğanda Cinsel Organların Kontrolü
Yenidoğanda Cinsel Organların Kontrolü
Bebeğin cinsel organlarının görünümü nasıldır? Bebeğin seks organlarının büyük görünmesi gayet normaldir. Hem kız, hem erkek bebeklerde, daha büyük çocuklara nazaran, genital organlar vücuda göre büyük görünür. Bebek büyüdükçe onlar da normale döner. Erkek bebeklerde penisin ucundaki sünnet derisini geri itmeye kalkışmamalıdır. Bebek büyüdükçe uçtaki derinin açıklığı...
»» devamını oku »»
Duyular
Duyular
kaç çeşit duyu vardır ve nelerdir? Duyu yeteneği vücudun dışındaki ya da içindeki değişimleri algılama yeteneğidir. Duyu organları canlılara kendileri ve çevreleri hakkında bilgi sağlar. Duyuların bilince ulaşma süreci aşağıdaki evrelerden geçer: Belirli bir uyaran, kendisine özgü duyu reseptörünü etkileyerek onu uyarır. Duyu organlarından kalkan sinir impulsları sinirler...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder