Yaşlanma ve Yaşlılığın Getirdikleri

Kadınlar için SANAL KLİNİK bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Yaşlanma ve Yaşlılığın Getirdikleri hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz SANAL KLİNİK kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Yaşlanma ve Etkileri

Günümüzde ortalama yaşam beklentisi umulmadık bir hızla artmıştır. 1900'lerde doğan bir erkek çocuğun 46 yaşına kadar yaşaması beklenirken, bugün doğan çocuğun 72 yaşından uzun yaşaması beklenmektedir. 1900'lerde doğan bir kız çocuğun 48 yaşına kadar yaşaması beklenirken, bugün doğan kız çocuğunun 79 yaşına kadar yaşaması beklenmektedir. 

Kayıtlara bakıldığında ortalama yaşam beklentisindeki artışa rağmen en uzun ömür kişinin yaşayabileceği en uzun süre açısından çok az değişiklik olmuştur. Genetik ve tıbbi açıdan en mükemmel bireyler bile 120 yıldan uzun yaşayamamaktadır. 

Yaşlanma Teorileri
Her türden organizma doğumundan ölümüne kadar birçok değişikliğe uğrayarak yaşlanır. Bilimadamları insanların neden yaşlandıkları konusunda çeşitli teoriler geliştirmiş ama bunların hiçbiri kanıtlanmamıştır. Her teorideki belirli noktalar insanların neden yaşlanarak öldüklerini açıklamaya yardım etmektedir. 

Programlı yaşlanma teorisinde bir türün yaşlanma hızı, o türün genleriyle önceden belirlenir. Genler hücrelerin ne kadar yaşayacaklarını belirler. Hücreler öldükçe organların işlevlerinde aksamalar görülür ve sonunda yaşamı sürdürmeyi sağlayacak biyolojik işlevler yerine getirilemez. Programlanmış yaşlılık, türün devamını sağlar; yaşlı üyeler, genç bireylere yer kalmasını sağlayacak bir hızla ölürler. 

Serbest radikal teorisinde hücrelerin kimyasal reaksiyonların yol açtığı zararın birikmesi nedeniyle öldükleri söylenir. Bu kimyasal reaksiyonlar sırasında serbest radikaller adı verilen toksinler üretilir. Yaşla beraber hücreler normal işlevlerini yitirinceye veya ölünceye kadar gittikçe daha fazla hasar oluşur. Farklı türler hücrelerin serbest radikalleri oluşturma ve onlara yanıt verme biçimine bağlı olarak farklı hızlarda yaşlanırlar. 

Bedensel Değişimler 
İnsan bedeninde yaşla beraber gözle görülür değişiklikler oluşur. Yaşlanmanın ilk belirtisi gözün yakındaki nesnelere kolayca odaklanamamasıdır (presbiyopi). Kırk yaş civarında gözlük kullanmadan okuma zorlaşır. İşitme duyusu da yaşla beraber değişikliğe uğrar. Yaşlandıkça en tiz sesleri işitme becerisinde azalma olabilir (presbikuzi). Dolayısıyla yaşlılar keman sesinin yaşlılıkta kendilerine gençken olduğundan daha az heyecan verdiğini farkederler. Ayrıca k,t,p,s ve ç gibi harfler yüksek tonda olduğundan yaşlı insanlar diğerlerinin gevelediklerini zannedebilirler. 

Çoğu insanda vücuttaki yağ oranı yaşlandıkça %30'dan fazla artar. Yağın dağılımı da değişir: Derinin altındaki yağ miktarı azalır, karındaki artar. Dolayısıyla, deri incelir, buruşur, daha dayanıksız duruma gelir; elin sırt kısmının görüntüsü değişir. 

İç organların işlevleri de değişir. Bu işlevler genelde 30 yaş civarında maksimuma ulaşır ve sonra tedrici fakat sabit bir hızla gerilemeye başlar. Ancak bu gerilemeyle bile çoğu işlev yaşamı idame ettirmek için yeterlidir çünkü organların çoğu bedenin gereksindiğinden çok daha fazla işlevsel kapasiteye sahiptir (fonksiyonel rezerv). Örneğin karaciğerin yarısı hasara uğrasa bile geri kalan doku normal işlevleri sürdürmek için yeterlidir. İleri yaşta işlev kaybı normal yaşlanmadan çok hastalıktan kaynaklanır. Bu durumda işlev kaybı yaşlı insanların ilaçların, çevresel değişikliklerin, toksinlerin ve hastalıkların zararlı etkilerine daha açık olmaları anlamına gelir. 

Birçok organdaki işlev kaybı, insanların yaşamlarını çok az etkilese bile bazı organlardaki işlev kaybı sağlığı büyük ölçüde etkiler. Örneğin, dinlenme sırasında kalbin pompaladığı kan miktarı ileri yaşta çok fazla azalmasa da maksimum çalıştığında bile kalp eskisi kadar kan pompalayamaz. Bu, yaşlı atletlerin genç atletler kadar performans gösteremeyecekleri anlamına gelir. Böbrek işlevlerindeki değişiklikler yaşlı insanların belirli ilaçları elimine etme (vücuttan atma) kapasitelerini de büyük ölçüde etkiler. 

Hangi değişikliklerin yalnızca yaşla ilgili, hangilerinin de kişinin yaşam biçimiyle ilgili olduğunu belirlemek zordur. Sedanter (hareketsiz) yaşam, kötü beslenme, sigara ve alkol kullanımı ve madde bağımlılığı zaman içinde birçok organa yalnızca yaşlanmadan daha fazla zarar verir. Toksinlere maruz kalan insanların bazı organlarında (özellikle böbrek ve akciğerler) daha anlamlı veya daha hızlı işlev kaybı görülür. Gürültülü ortamlarda çalışan insanlar işitme açısından daha büyük kayba uğrarlar. Bazı değişiklikler daha sağlıklı bir yaşam tarzının bensimsenmesiyle önlenebilir. Örneğin hangi yaşta olursa olsun sigaranın bırakılması (80 yaşında bile) akciğerlerin işlevini iyileştirir ve akciğer kanseri geliştirme şansını azaltır. Ağırlık kaldırma egzersizi yaştan bağımsız olarak kas ve kemik gücünün korunmasını sağlar. 

Vücutta Yaşla Beraber Görülen Değişiklikler
Böbreklere, karaciğere ve beyine giden kan miktarı azalır. 

Böbreklerin toksin ve ilaçları yıkım yeteneği azalır. 

Karaciğerin toksinleri uzaklaştırma ve ilaçları metabolize etme yeteneği azalır 

Maksimum nabız hızı azalır ancak dinlenme durumundaki nabız hızında değişiklik olmaz. 

Kalpten çıkan maksimum kan miktarı azalır. 

Glukoz toleransı azalır. 

Akciğerin hava kapasitesi azalır. 

Akciğerlerde nefes dışarı hava verildikten sonra kalan hava miktarı artar. 

Hücrelerin enfeksiyonla savaşma yeteneği azalır.
Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
9.12.2014 10:06:24
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Hangi Ağrı Kesiciyi Seçelim?
Hangi Ağrı Kesiciyi Seçelim?
Hangi ağrı kesici ne için kullanmalı? Günlük yaşantımızın kimi zaman ister istemez bir parçası olan ağrı karşısında hangi ilaçları seçmemiz gerektiğini hiç düşündünüz mü? Piyasa bol miktarda bulunan ağrı kesiciler arasında kullanım yerleri, etkileri, yan etkileri ve fiyatları yönünden bazı farklar var. Ambalaj ve prospektüsleri farklılık gösterse de bunların çoğu genellikle...
»» devamını oku »»
Çocuğunuzun Beslenmesi
Çocuğunuzun Beslenmesi
Çocuğunuzun Beslenmesi Anne sütü, çocuğun vücut ve ruh sağlığı için en uygun besindir.  Annenin çocuğunu kendisinin emzirmesi, ana-çocuk ilişkileri yönünden önemlidir.  Fizyolojik olarak, hemen her annenin çocuğunu emzirme olanağı vardır.  Emzirme doğumdan sonraki ilk saatlerde başlamalıdır .  İlk günlerde verilecek anne sütü dışındaki besiler anne sütünün artmasını...
»» devamını oku »»
Ağrı Kesicileri Güvenli ve Etkin Kullanmak İçin Nelere Dikkat Etmeli?
Ağrı Kesicileri Güvenli ve Etkin Kullanmak İçin Nelere Dikkat Etmeli?
ağrı kesicileri nasıl kullanmalı? • Sağlık sorunlarınızın farkında olun: Kan pıhtılaşmasını azaltan ilaçlar kullanıyorsanız, böbrek hastalığı, ülser veya aspirin alerjiniz varsa NSAID grubu ağrı kesiciler (aspirin, ibuprofen, naproksen) almanız sakıncalıdır.  • İlaç etkileşimlerinden kaçının: Başka nedenlerle kullandığınız ilaçlar varsa ağrı kesici almadan önce doktor veya...
»» devamını oku »»
Yaşlılık ve Düşme
Yaşlılık ve Düşme
Yaşlılıkta düşmenin tehlikeleri ve sonuçları Her yıl 65 yaş üzerindeki kişilerin yaklaşık %40'ı düşmektedir. Bunların çoğu ciddi yaralanmalarla sonuçlanmamakla birlikte kişiler tekrar düşme korkusuyla yaşamlarını kısıtlanmaktadır. Aslında harekete devam ederek ev içinde düşmeyi önleyecek bazı değişikliklerin yapılması yaşamı kısıtlayıcı sonuçların oluşmasını engelleyecek en...
»» devamını oku »»
Besin Alerjisi
Besin Alerjisi
Besin alerjisi nedir? Besin maddeleri alerji etkenleri arasında önemli bir yer tutar: İnek sütü, balık, deniz ürünleri, meyveler, sebzeler, baharatlar, peynir, kuru yemişler, şekerleme, meyve suları ve çikolata kısacası evdeki besinlerin çoğunluğu alerjiye sebep olabilir. Bazı besinlerde allerjen ile alerji arasındaki bağlantı çok belirgindir. Örneğin çilek, sık sık alerjik...
»» devamını oku »»
Gribe Yol Açan Virüsler Hangileridir
Gribe Yol Açan Virüsler Hangileridir
Grip Etkeni Virüsler Influenza A  Epidemi ve pandemilerin en sık nedenidir. Bu virüsün yüzey antijeni hemagglutinindeki noktasal küçük mutasyonlar (antigenic drift) 2-3 yıl arayla tekrarlayan epidemilere yol açmaktadır. Değişik influenza virüs tipleri arasında gerçekleşen gen alışverişi sonucunda ise her 10-15 yılda bir büyük çaplı antijen değişiklikleri ortaya çıkmakta...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder