Doğum Sonrası Annede Oluşan Duygusal Sorunlar

Kadınlar için Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Doğum Sonrası Annede Oluşan Duygusal Sorunlar hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Doğum sonrasında annede olan duygusal değişimler nelerdir?

Günümüz toplumu, duygusal (ruhsal) sağlık konularıyla giderek daha fazla ilgilenmektedir ve bu çok yerinde bir davranıştır. Bazı batı ülkelerindeki hastane yataklarının yarısından fazlasının zihinsel bozukluklardan rahatsız hastalar tarafından doldurulduğunu biliyor muydunuz? Duygusal bozukluklar, normal yaşam akımlarından kopan insanlar için olduğu kadar, bunların aileleri için de yıkıcı ve azap vericidir. Ayrıca, bu hastalıklar toplum yaşamını da etkilemekte, çalışan insan gücü kaybını önemli boyutlara ulaştırmaktadır.

Duygusal bozuklukların tedavisi ve bakımı topluma çok pahalıya mal olmaktadır. Duygusal yönden rahatsız olanlarla ilgilenmek ve onların normal yaşama dönmelerini sağlayabilmek için bu konuda uzmanlaşmış profesyonellere duyulan ihtiyaç korkunçtur. Bu alanda çalışanların sayısı duyulan ihtiyaca oranla devede kulak oranında kalmaktadır. Günümüzde, bir çok ülkede çalışmakta olan bütün doktor, psikiyatr, psikolog, sosyal hemşire ve hemşireler bu alana yöneltilseler bile duygusal yönden rahatsız kişilerin çoğunluğuna yardım için yetersiz kalacaklar, sayıca yine yetmeyeceklerdir. Ayrıca, kullanmaları gereken teknikler son derecede zaman alıcıdır. Duygusal ve zihinsel dengesini bütünüyle yitirmiş olanların, diğer kişilerde, şiddet davranışlarıyla fiziksel ve duygusal bozukluklara yol açması da bu insan tragedyasının bir başka halkası olmaktadır. Bunların had vakkalar olduğunu biliyorum, ama sayısı hızla artan duygusal yönden rahatsız kimse ve bu yolun başlangıcında olanlara, nasıl ve ne şekilde yardım edilmesi gerektiği sorununa dikkati çekmek için yararlıdır sanırım.

En olumlu çözüm yolu duygusal rahatsızlıklara yol açan etkenleri ortadan kaldırarak, hastalıkları başlayıp gelişmelerine fırsat vermeden önlemektir.

Doktorluğa başladığımda duygusal bozukluklar gösteren yetişkinleri tedavi ediyordum. Bu sıralarda beni en çok etkileyen nokta ne kadar çaba gösterirsem göstereyim, hasta ne kadar iyi niyetle yardımcı olmaya çalışırsa çalışsın, hastalığın tedavisinin son derecede uzun sürmesiydi, ayrıca tedavinin hiç sonuç vermediği vakkalar da vardı. Durum cesaret kırıcıydı. Hastalıkları tedaviye daha iyi cevap veren, doktor yardımından daha çok yararlanan çocuklarla ilgilenmeye başladım. Tedavi şansları yetişkinlere oranla daha yüksek görünüyordu. Sonuçlar da bu tahminleri doğruladı.

Zihinsel sağlık alanında her ne kadar pek çok karşıt düşünce çarpışmaktaysa da, hemen herkes duygusal sorunların ilk çocukluk dönemlerinde ortaya çıktığında ve bu çağlarda yerleşen anormal davranış kalıplarının yetişkinlikle düzeltilmesinin son derecede güç olduğu konusunda uzlaşmış görünmektedir. Böyle bir durumda değişiklik sağlamak için çok zaman alan bir çaba gerekmektedir. Anormal davranış kalıplarında olumlu bir değişiklik sağlanabilmesi mümkündür ama bu değişimin sağlanabilme ihtimali oldukça sınırlıdır. Hatta belli başlı psikoterapi yöntemleri bile çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.

Yetişkinin kişiliği, bireyin ilk yaşantılarından büyük ölçüde etkilendiğine göre, gayretlerimiz çok genç yaştakilerde önleyici tedbirler üzerinde odaklaşmalıdır. Zihin sağlığı alanındaki otoritelerin çoğu bu konuda uzlaşmakla birlikle, küçük çocuk ve erginlerin kişilik gelişmesinden birinci derecede sorumlu olan kimselere, yani ana babalara yol gösterip, yardımcı olma konusunda sistemli bir çaba harcanmamaktadır.

Son yıllarda sağlık hizmetleri büyük ölçüde gelişmiş ve gebe kadınların doğum öncesi bakımı bir alışkanlık haline gelmiştir. Aşıları ve düzenli doktor kontrolünü kapsayan bebek bakımı da başlangıçta kolaylıkla tedavi edilebilecek hastalıkları teşhis ve önleme olanağı sağladığından, genel olarak yerleşmiştir. Durum bu iken, duygusal sağlık sorunlarını önleyecek ve teşhis edecek benzer servislerin kurulamayışına şaşmamak elde değildir. Anlaşılması güç nedenlerden ötürü günümüzde ya yoğun bir psikoterapi uygulaması yaptırmak ya da hiç bir şey yaptırmamaktan başka bir seçenek bulunmamaktadır. Günün birinde meslekten kişilerin, bebeklerin psikolojik bakımı konusunda yardımcı olacak şekilde eğitileceklerine inanıyorum. Ama şimdilik ana babalar bu konuda yapayalnızdır.

Doktorluk yıllarım sırasında duygusal gelişmenin ilk basamağı olan ana babaların son derecede iyi niyetli, fakat bir o kadar da yanlış bilgilerle dolu olduğunu gördüm. Genç ana babalar, genel olarak kendilerinden daha bilgili olduğunu sandıklan, fakat aslında onlardan daha da yanlış yolda olabilecek kişilerin öğütlerine kulak verme eğilimindedirler ve sık sık eski ön yargıların suçsuz kurbanları durumuna düşmektedirler. Bu alanda eğitilmiş bir yardımcıdan ve güvenilir bir bilgi kaynağından yoksun olduklarına göre de geri kalan tek dayanak, kendi sağduyuları olmaktadır.

Duygusal sorunların çeşitli önem dereceleri vardır. Bazıları, gündelik yaşantılardan doğarken, diğer bazıları köklü patolojik durumların yansımasıdır. Normal bir duygusal sorun, herkesin karşılaşmayı bekleyebileceği küçük bir duygusal kritikden doğar. Bu tür sorunların gerektiği şekilde ele alınarak, çözümlenmesi kişiyi güçlendirir. Ama yanlış bir şekilde çözümlendiğinde normal sorun anormal bir soruna dönüşecektir. Kişisel kanıma göre, bu sorun çözme konusunda pek çok ana baba, çocuklarının düşüncelerini yanlış yorumlamaları nedeniyle hataya düşmektedir. Oysa ki, bütün ana babaların en önemli amacı, çocuklarının iyiliğidir. 

Çocuğun Duygusal Sorunları
Yazan: Dr.Lee Salk
Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
14.12.2014 11:16:01
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Çocuğa Babası İle İlişkilerinin Kazadırdıkları
Çocuğa Babası İle İlişkilerinin Kazadırdıkları
Babasıyla olan ilişkileri çocuğa ne gibi özel bilgiler kazandıracaktır?  Babalar, çocuklarına aktarılacak büyük bir bilgi yüküyle donanmıştır. Her şeyden önce yaşam konusundaki bilgilerini aktarırlar. Değer yargılarını öğretirler. Babasının annesiyle ilişkilerini incelemek, çocuğa bir koca olarak davranmanın bütün yönlerini görme olanağını verir. Ayrıca da babasının...
»» devamını oku »»
Yenidoğan Kafa Şekli ve Bıngıldak
Yenidoğan Kafa Şekli ve Bıngıldak
Bebeğin kafası biçimsiz ise kaygılanmanız gerekir mi? Yeni doğan bebeğin kafası özellikle doğum güç olmuşsa uzun veya biçimsiz görünebilir ama birkaç gün içinde normale döner. Bazen başın bir tarafı daha yassı veya fırlak olabilir. Bu da 18 ay veya bir yıl içinde normale döner. Doğum esnasındaki zorlanma ve basınçtan ötürü başın üst kısmında deri sanki çürümüş gibi yumuşak...
»» devamını oku »»
Sorumluluk Duygusu Konusunda Ne Yapmalıyım?
Sorumluluk Duygusu Konusunda Ne Yapmalıyım?
Çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesi için ne yapılmalı? Çocuğunuza ufak sorumluluklar yükleyin ve onları gerçekleştirmesinde kendine yardımcı olun. Bu sorumlulukların üstesinden gelme yeteneğini gösterirse, onu takdir etmeniz, ilgi ve şefkatinizin artması yanında bir de bir işi başarmış olmanın doğuracağı mutluluk ona cesaret verecek ve gittikçe daha önemli sorumluluklar...
»» devamını oku »»
Çocuğun Çevresiyle İlk İlişkileri
Çocuğun Çevresiyle İlk İlişkileri
Bu ilk ilişkiler ne niteliktedir? Çocuğun ilk ilişkileri son derecede basittir. Yabancıları merak eder, onlara ilgi duyar ve bu insanların kendi ana babası olmadığının farkındadır. İlginç bir nokta da, çocuğun altı ay dolaylarında insanlar arasında seçim yapmaya başlaması ve onun varlığının farkında değilmiş gibi davrananları ya da aşırı bir ilgi gösterenleri değil, ona...
»» devamını oku »»
Yeni Doğan Bebeklerde Uyku Döngüsü
Yeni Doğan Bebeklerde Uyku Döngüsü
Bebeklerde Uyku Döngüsü Uyku REM-düzenli göz hareketi olarak adlandırılan hafif uyku ve non-REM olarak adlandırılan derin uyku olarak ikiye ayrılır. Yeni doğmuş bir bebek ilk uykusunda REM uykuya dalar. Bu hafif uyku sırasında nefesi düzensizleşir, vücudu seğirir veya titrer, göz kapakları aralanır, gözleri döner hatta bazen güler veya kaş çatar. Bu uyku genelde aktif uyku...
»» devamını oku »»
Çocuğun Bakımında Babanın Rolü
Çocuğun Bakımında Babanın Rolü
Çocuğun bakımında babanın da rolü olmalı mıdır? Evet. Çocuk bakımı konusunu işleyen yüzlerce ve yüzlerce kitapta babanın rolüne oldukça az değinilmiş olması gerçekten gariptir. Bir bakıma, babaların varlıkları unutulmuş; ayrıca bir ebeveyn olarak son derecede kısıtlanmış bir rolü benimsemeye itilmişlerdir. Kendini ailenin disiplin uygulayıcısı ve maddi refah sağlayıcısı,...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder