Kış Aylarının Bitmeyen Derdi: Soğuk Algınlığı

Kadınlar için SANAL KLİNİK bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Kış Aylarının Bitmeyen Derdi: Soğuk Algınlığı hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz SANAL KLİNİK kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Soğuk Algınlığı
Soğuk algınlığı ya da üşütme deyip geçmeyin çünkü bu can sıkıcı rahatsızlık, bütün yaş gruplarında en sık görülen infeksiyon hastalığı. Soğuk algınlığı belirtileri, bu hastalığa neden olan bir virüsün burnunuza veya boğazınıza yerleşmesiyle başlıyor. Aşağıdaki belirtilerden tümü veya bazıları varsa siz de şifayı kaptınız demektir. 

Soğuk algınlığı belirtileri:
- Burunda akıntı ve bazen tıkanma ve solunum güçlüğü

- Boğazda dolgunluk ve göğüste tıkanma hissi (konjesyon)

- Boğazda yanma ve ağrı 

- Yalnızca geceleri de olabilen kuru öksürük

- Gözlerde sulanma ve yanma hissi

- Genel vücut ağrıları

- Baş ağrısı

- Sürekli halsizlik 

Burun ve boğazda infeksiyona neden olarak soğuk algınlığı belirtilerine yol açan virüslerin sayısı 200''den fazla. Ne yazık ki bu virüslerin tipinin belirlenmesi soğuk algınlığının tedavisini kolaylaştırmıyor. Yakınınızda bulunan ve aksırıp öksüren bir kişinin havaya saçtığı damlacıklarda bulunan virüsleri solunum yoluyla aldığınızda veya virüslerin bulaştığı telefon ahizesi veya kapı kolu gibi nesnelere dokunduktan sonra elinizi ağız veya burnunuza götürdüğünüzde soğuk algınlığına "yakalanabilirsiniz.." 

Soğuk algınlığına karşı vücut kendini nasıl savunur?
Bağışıklık sisteminiz solunum yollarına giren virüse karşı nötrofil adı verilen akyuvarları saldırtarak hücuma geçer. Eğer bağışıklık sisteminiz virüsü tanıyamazsa yaptığı bu hücum, virüse yönelik bir "nokta operasyonu" olmaz ve bağışıklık sistemi genel bir harekat yaparak bol miktarda nötrofili (bağışıklık sisteminin askerlerini) olay yerine gönderir ve virüsleri öldürmeye çalışır. Bu hücum birçok virüsü öldürür ama bağışıklık sistemi soğuk algınlığına neden olan 200''den fazla değişik tipte virüsün tümüne karşı hemen etkili olamayabilir. Boğaz ve burun bölgesinde toplanan çok sayıda nötrofil akyuvar hücresi birbirine yapışarak burun ve boğazımızda mukus adı verilen koyu kıvamlı sümüklerin üretildiği iltihap olayına neden olur. 

Soğuk algınlığına neden olan virüsler ile karşılaştıktan 1-4 gün sonra belirtiler ortaya çıkar ve infeksiyonun akut dönemi üç gün kadar sürer. Bu dönemin geçmesinden sonra bir hafta veya daha uzun süre burun ve boğazdaki dolgunluk hissi devam edebilir. Belirtilerin başlamasından sonraki ilk üç gün içinde virüsü başkalarına bulaştırabilirsiniz. Buna karşı sizin ve çevrenizdekilerin önlem alması gerekir. 

Soğuk algınlığına kimler yakalanır?
Herkes soğuk algınlığına yakalanabilir ama çocuklar büyüklere göre daha duyarlıdır. Soğuk algınlığı, adından anlaşıldığı gibi "soğuk" aylarda yani sonbaharın sonundan ilkbaharın ortasına kadar olan dönemde sık görülür. Bu dönemde kişiler kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirdiklerinden, ve merkezi ısıtma ya da hava dolaşımı olan yerlerde çalıştıklarından virüslere maruz kalma olasılığı artar. Kapalı mekanlardaki kuru ve sıcak hava burun ve boğazı kurutarak virüs infeksiyonuna yakalanmak için eşsiz bir ortam yaratır.

Yeni doğanlar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar dışında soğuk algınlığı kendi başına tehlikeli bir hastalık değildir. Genellikle bir hafta on günde geçer. Ne var ki soğuk algınlığı vücudun direncini zayıflatarak üst solunum yollarını bakteriyel infeksiyonlara yatkın duruma getirir. 

Soğuk algınlığı tedavisi 
Soğuk algınlığı tedavisinde kullanılan ilaçların amacı vücudun virüse karşı mücadelesini kolaylaştırmak, ağrıyı ve konjesyon adı verilen burun ve boğazdaki dolgunluk hissini azaltmaktır. 

Soğuk algınlığını kolay atlatmak istiyorsanız yeterince dinlenmeniz gerekir. Vücudunuz soğuk algınlığına karşı savaşırken 12 saat veya daha fazla uykuya ihtiyaç duyabilirsiniz. 

Bol su içmek önemlidir. Vücudunuz bol su alırsa solunum yollarındaki sümüksü maddenin akışkanlığı artar. Islak ve nemli dokularda virüsün barınması kuru dokulara göre daha zordur. 

Vücudunuz infeksiyonla savaştığından hafif ateşiniz olabilir ama ateş 38 derece ve üstüne çıktığında doktorunuza haber vermeniz gerekir. Gebe ve emziren anneler soğuk algınlığına karşı ilaç kullanmadan önce doktorlarına haber vermelidir. 

Soğuk algınlığında hangi ilaçları kullanmalı?

Soğuk algınlığı virüslerine karşı özel bir tedavi yoktur ama asetaminofen gibi ilaçlar ateş düşürücü ve ağrı kesici etkiye sahiptir. Ateşi olan çocuklara kesinlikle aspirin verilmemeli bunun yerine asetaminofen tercih edilmelidir. 

Boğazda şişlik, dolgunluk ve yanma hissi varsa bir bardak su yarım çay kaşığı tuz ile karıştırılarak tuzlu su ile gargara yapılabilir. İçinde dekonjestan bulunan ilaçlar burun tıkanmasını ve dolgunluk hissini önler. Dekstrometorfan ve psödoefedrin içeren öksürük kesici ilaçlar uyku veya konuşmayı güçleştiren şiddetli öksürüklerde yararlı olabilir. Yüksek dozda (günde 1 gram) C vitamini alınmasında soğuk algınlığı yakınmalarının süresini kısaltabilir ve ağırlığını hafifletebilir. Bunun nedeni, soğuk algınlığına karşı savaşan nötrofillerin C vitaminine ihtiyaç duymalarıdır. 

Antihistaminikler solunumu geçici olarak rahatlatabilir ama bu ilaçlar burun mukozasını kurutarak sümüğün kıvamını koyulaştırır ve atılmasını güçleştirirler. Dolayısıyla antihistaminikler soğukalgınlığında yararlı değildir.

Antibiyotikler soğuk algınlığını iyileştirmez çünkü bu ilaçlar virüslere karşı değil antibiyotiklere karşı etkilidir. Ancak soğuk algınlığından sonra zayıf düşen solunum yollarında bakterilerin yerleşmesi durumunda antibiyotikler kullanılır. 

Soğuk Algınlığı Yaşam Tarzı ve Beslenme
Özellikle soğuk algınlığı sırasında sigaradan kaçının. Sigara üst solunum yollarını ve akciğerleri güçsüzleştirerek her tür solunum yolu infeksiyonuna yatkınlığınızı arttırır. Üşüten kişilerde sigara dumanı iltihaplı dokuları tahriş ederek bunların iyileşmesini zorlaştırır. 

Soğuk algınlığına karşı direnme ve iyileşme için beslenmeye dikkat edilmelidir. Dengeli bir beslenme uygulayın. A vitamini, B kompleks vitaminleri, C vitamini, çinko ve bakır gibi mineraller özellikle faydalıdır. Soğuk algınlığına karşı koruyucu olarak bol taze meyve, meyve suları ve sebze yiyebilirsiniz 

Soğuk algınlığınız varsa süt ve süt ürünlerinden uzak durun çünkü bunlar sümüğün kıvamını arttırarak iyileşmeyi güçleştirir. 

Tavuk çorbası 12. yüzyıldan beri soğuk algınlığı olanlara önerilen bir besindir. Son bilimsel araştırmalar tavuk çorbasının soğuk algınlığına iyi geldiğini göstermektedir. Henüz ne olduğu bilinmeyen ama tavuk çorbasında bulunan bir maddenin iltihabı önleyici etkisi olduğu düşünülmektedir. 

Gözlerinizi yaşartacak ölçüde baharatlı gıdalar burun tıkanıklığını giderebilir. Acı ve baharatlı gıdalar vücudun soğuk algınlığını yenmesinde yardımcı olacaktır. 

Öksürük ve boğaz pastilleri boğazı yumuşatabilir. Ancak naneli ve mentollü olanlardan uzak durun. Bunlar boğazı kurutucu etki gösterir. 

Burun kenarlarının çatlamaması için yumuşatıcı kremler kullanabilirsiniz. Günde en az 10 bardak su içerek vücudunuzdaki su oranını yükselin. Bu önlem, burun akıntısı ve terleme ile kaybettiğiniz suyu yerine koyacak burun ve solunum yollarındaki şişme ve tıkanıklığı (konjesyon) azaltacaktır. Yatağınızın başına bir bardak su koyun ve gece uykudan uyanırsanız bu sudan yudum yudum için. 

Odanızdaki havayı nemlendirin. Özellikle kalorifer ve merkezi ısıtmaların odadaki havayı kuruttuğu durumlarda odanın nemlendirilmesi burun ve boğazın kurumasını önleyecektir 

Soğuk algınlığından nasıl korunuruz?
Güçlü bir bağışıklık sistemi, soğuk algınlığı dahil bütün infeksiyonlara karşı en iyi savunma yöntemidir. İyi beslenerek, sigara içmeyerek ve her gün bol su içerek vücudunuzun doğal direncini yüksek tutun.

Soğuk algınlığı olan kişilerle temasınızı azaltarak bunların kullandığı havlu, çatal kaşık bardak gibi eşyaları kullanamayarak virüslerin size bulaşmasına karşı önlem alın. Soğuk algınlığı virüsleri genellikle kapı kolları, gibi şeylerin üzerinde uzun süre canlı kalır. Ellerinizi sık sık yıkayın.

Aksırıp öksürürken ağzınızı kapayın. Çünkü hapşırdığınızda ya da öksürdüğünüzde ağzınızdan çıkan virüsler 3.5 metreye kadar yayılabilir. Düzenli ve orta dereceli egzersiz (haftada 5 defa 45 dakikalık yürüyüş) bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Ancak soğuk algınlığınız varsa kesinlikle egzersiz veya ağır fiziksel aktivitelerden kaçının. Bunların kalp üzerinde çok kötü etkileri olabilir. 

İsveçli araştırmacılar saunanın bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olduğunu bulmuşlardır ama saunayı hasta iken değil korunma amacıyla kullanın. 

Soğuk algınlığında doktora ne zaman haber vermeli?
- Yeni doğan bebeklerde soğuk algınlığı belirtileri varsa doktorunuzu arayın. Bebeklerde soğuk algınlığı ağır bir hastalık olabilir.

- Burun tıkanıklığı ve solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, bronşlarda hırıltı varsa

- Boğazınız şişmişse ve ateş 38 derece veya üstüne ise yada üç günden sonra soğuk algınlığı semptomları kötüleşiyorsa

- Bakteriyel bir infeksiyon (sinüzit, bademcik iltihabı veya bronşit, pnömoni) ihtimali varsa

- Kedi tüyü, çiçek tozu veya parfüm gibi belirli maddelere karşılaşma sonucunda soğuk algınlığı belirtileri aniden ortaya çıktıysa muhtemelen solunum yolu alerjiniz var demektir. 

Soğuk Algınlığı: Bilginizi test edin.
Soğuk ve yağışlı havalarda üşütmek soğuk algınlığına neden olur.

Yanlış. Soğuk algınlığı hava koşullarına değil insandan insana bulaşmaya bağlıdır. Soğuk algınlığı olan bir kişinin burun akıntının aksırık öksürük veya elden ele bulaşma sonucunda virüslerin aktarılmasıyla insandan insana geçer. Soğuk algınlığı olan kişiler burunların silmek için sık sık ellerini kullanır ve daha sonra bunu çevrelerindeki kişilere ve eşyalara bulaştırırlar. 

Kış aylarında soğuk algınlığına daha çok rastlanır.
Doğru. Ama soğuk algınlığı veya üşütmenin nedeni doğrudan "soğuk" hava değildir. Soğuk havada kişiler kapalı mekanlarda yakın mesafede bulunur ve bu ortamda virüsün bulaşması kolaylaşır. Okul, toplu çalışılan yerler gibi kalabalık mekanlarda salgınların görülme nedeni budur. 

Hapşıran veya öksüren kişiler ağızlarını kapatmadığında kolayca soğuk algınlığını bulaştırabilirler.
Doğru. Bu kişilerin yanında durulması sırasında havaya saçılan virüslerden dolayı hastalık bulaşabilir. 

Ellerin yıkanması ve banyo lavaboların sık sık temizlenmesi bulaşmaya karşı korur.
Doğru. Soğuk algınlığı virüsleri ellerde saatlerce canlı alır. Formika, tahta ve plastik gibi yüzeylerde de virüsler canlı kalırlar. 

Bol miktarda C vitamini alınması soğuk algınlığına karşı korur.
Doğru. C vitamini vücudun soğuk algınlığı virüslerine karşı savaşma gücünü arttırabilir. 

Tavuk çorbası soğuk algınlığına iyi gelir.
Doğru. Tavuk çorbası üst solunum yolu infeksiyonlarında burun tıkanıklığı gibi belirtileri hafifletir. Ayrıca lezzetli ve ucuzdur. 

Alkol soğuk algınlığına karşı etkili bir çaredir.
Yanlış. Alkol, damarları genişleterek geçici bir rahatlama sağlayabilir ama tedavide hiçbir yeri yoktur. 

Yorgunluk soğuk algınlığına karşı direnci azaltır.
Yanlış. Yorgunluğun veya kendini yorgun hissetmenin soğuk algınlığına karşı direnci azalttığını gösterene bir kanıt yoktur ama soğuk algınlığı halsizlik nedeni olabilir. 

"Ter atmak" soğuk algınlığına iyi gelir.
Yanlış. Terleme geçici olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir çünkü boğaz ve baştaki dolgunluk hissini giderir. Ne var ki bu, kesin bir çözüm değildir. 

Soğuk algınlığından kurtulmanın tek yolu, bağışıklık sisteminin virüsleri yok etmeye yetecek kadar antikor üretmesini beklemektir. Bu süre genellikle üç dört gündür.

Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
7.12.2014 21:23:26
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Yüksek Kolesterol Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey
Yüksek Kolesterol Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey
Yüksek Kolesterol Nedir? Çoğumuz gibi siz de belki kolesterolün kalbinizi ve damarlarınızı nasıl etkileyeceğinizi şimdiye kadar düşünmemiş olabilirsiniz. Doktorunuz kolesterol düzeyinizin yüksek olduğunu, diyet ve egzersizin yanı sıra ilaç tedavisi gerektiğini size söyledi.  Yüksek kolesterol kişilerin yaşamları boyunca etkileyen, en sık görülen durumlardan biridir....
»» devamını oku »»
Ergenlik Sivilcelerinde Beslenmenin Etkileri
Ergenlik Sivilcelerinde Beslenmenin Etkileri
Ergenlik sivilcelerinde beslenmenin etkisi var mıdır? Yeni yetişmekte olan buluğ çağındaki genç kız ya da erkeğin bu dönemlerinde en büyük sorunu yüzlerini kaplayan ergenlik sivilceleri , ergenlik çiçekleri ve akne birçoğumuzun sandığı gibi beslenmeye bağlı değildir. Sivilceli çocuğa anne babanın tepkisi Çocukların yüzlerindeki bu sivilceleri gören her anne baba çok yaygın...
»» devamını oku »»
Öksürük Konusunda Bilmeniz Gerekenler
Öksürük Konusunda Bilmeniz Gerekenler
Öksürük Hakkında Her Şey Öksürmek normal bir şeydir. Birçok kişi gibi siz de aslında saatte bir veya iki kere öksürüyorsunuz ama bunu fark etmiyorsunuz. Ne var ki inatçı bir öksürük , boğazınıza takılan bir gıcık sizi rahatsız ettiğinde, bu yüzden uykunuzdan uyandığınızda ya da çevrenizdekilerin dikkatini çektiğinde öksürükten kurtulma çareleri aramanız da doğaldır. Bazı...
»» devamını oku »»
Yüksek Tansiyon Hakkında Bilmeniz Gereken Bilgiler
Yüksek Tansiyon Hakkında Bilmeniz Gereken Bilgiler
Yüksek tansiyon kalp hastalığının habercisi Uzmanlar yüksek tansiyon ile kalp hastalığı arasındaki ilişkinin önemini vurguluyor ve yüksek tansiyon hastalarının etkin bir şekilde tedavi edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Yüksek tansiyon kalp hastalığı, felç, böbrek hastalığı gibi komplikasyonlara yol açması nedeniyle çağımızın "sessiz katili" olarak adlandırılıyor.  Bugün...
»» devamını oku »»
Kadınların Ağrıya Olan Dayanıklığı
Kadınların Ağrıya Olan Dayanıklığı
Kadınların ağrılar ile başa çıkma gücü Kadın ile erkeğin ağrı karşısında verdiği tepkilerin farklı olduğunu belirten uzmanlar, kadınların erkeklere göre ağrılara daha dayanıklı olduğunu ifade ediyor. uzmanlar, hormonal değişimlerine bağlı olarak kadınların erkeklerden daha fazla ağrı çektiğini, buna karşın ağrıdan yakınma oranlarının kadınlarda daha düşük olduğunu söylüyor....
»» devamını oku »»
Çocuk Bakıcılığı
Çocuk Bakıcılığı
Çocuk Bakıcısı Sinemaya gitmek, dostları görmek ya da eşinizle başbaşa sakin bir yemek yemek, artık binde bir kavuşacağınız bir nimet haline gelmiştir; bu ender birliktelikleri, "çocuğum bakıcısıyla güvende mi?" kaygılarıyla berbat etmeyin. İster çalışmayıp bütün gün evde çocuğuna bakan, ister çalışan bir kadın olun, günün birinde çocuğunuza bir gün, bir gece ya da birkaç...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder